Quantcast
Channel: Mantığın Köleleri yazısına yapılan yorumlar
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3

Yazar: Hanifi ÇETİNKAYA

$
0
0

>>Sanatın doğasında soyutluk vardır ve insanın kendisine özgün yorumuna ihtiyaç duyar. Bu yüzden herkesin sanatı algılayış tarzı değişiktir. Herkes sanatı kendi tarzında yorumlar. Eğer yazılan bir program parçası bir sanat eseri olmuş olsaydı, o zaman bu programa bakan herkes başka bir şey algılayacaktı ya da ondan kendi yorumladığı bir davranış biçimi bekleyecekti.

Sanatın doğasında soyutluk vardır, doğru. Çünkü içimizden geldiği gibi oluşturuyoruz eserimizi.. Fakat sanat hiç kimsenin yorumuna ihtiyaç duymaz. Kendisini beğendirmeye çalışmaz. Ama herkes sanatı kendi tarzında yorumlar, buda doğru. Ben program çıktısından ziyade yazdığımız kodlar üzerinden konuşuyorum. Yazdığım koda bakan herkes farklı bir yorum yapacaktır. Fakat benim kodlarım onların yorumlarına göre hareket etmez. Yorum yapan kişilerinde benim sanatımdan kendi yorumladığı şekilde davranış biçimi beklemeleri çok saçma bir beklenti olurdu. Bunu aklınıza gelen herhangi bir sanat için düşünün.. Hangi sanat sizin onu yorumladığınız şekilde size tepki veriyor veya yorumunuza göre davranış sergiliyor?

>>Programlar ihtiyaçtan doğarlar. Aynı şeyi sanat eserleri için söylemek mümkün değildir.

Yapılan işin ihtiyaçtan dolayı veya talepten dolayı olması sanat eseri olmasını bağlamaz. Ünlü bir besteciden parasını verip beste yapmasını istediğiniz zaman o sanat eseri olmayacak mı? Veya size ne tür bir beste istiyorsunuz diye danıştığı zaman bu sanat eseri olmasından birşey mi kaybettirecek? Hareketli birşey istiyorum veya romantik birşey diyebilirim.

>>Bunu yanısıra programcının kod yazarken soyutluğu ifade etmek için çok fazla seçenegi yoktur.

Sanat icra edilirken, kullanılan materyallerin çeşitliliği veya çokluğuda sanat için bağlayıcı bir nitelik değildir. 2 renkle sanat eseri resimler yapılabileceği gibi, sadece iğne ve iplik ilede çok güzel nakışlar işlenebilir. 0 ve 1’e kadar temele inmeye gerek yok, sonuçta neyi kullanarak sanat yapıyorsanız, malzemeniz odur. Ona bakarsak herşeyin temelinde de toprak var.. Boyanın, tuvalin, ipliğin, iğnenin…

>>Kod yazarken yapmak istediklerimizi ifade etmek için if ya da while gibi basit komutları kullanıyoruz. Kullanabileceğimiz başka ne var ki? Bu araçlardan faydalanıp nasıl bir sanat eseri ortaya koyabiliriz? Bu bir sanat eseri olsa bile fonksiyonel işlevi haricinde nesi kimi ilgilendirir?

Benimde asıl anlatmak istediğim yer burası. Alt alta bir sürü if-else yapısı kullanan birinin koduyla, aynı işi switc-case ile yapan birinin kodunun arasında fark vardır. Buna açıklama satırları ekleyerek kodunu süsleyen biri, girintilere dikkat eden, değişken isimlerini doğru düzgün veren, bol keseden değişken kullanmayan, 10’a kadar saydıracağı bir döngü için int tanımlamayan bir programcı işini iyi yapıyor, ortaya bir sanat çıkarıyor demektir. Kullanabileceğimiz başka ne var diye bakmamalıyız, yukarıda da dediğim gibi kullanılan materyalin çeşitliliği veya çokluğu sanat için bağlayıcı bir nitelik değildir. Yazdığım kodların nesinin kimi ilgilendirdiğide önemli değil. Birileri beğensin, etkilensin, yorum yapsın diye yazmıyoruz..

>>Kanımca programcılıkta kreatif olma, sanat icrası ile karıştırılmaktadır. Programcılar kreatiftir.

Sanatçılar kreatif değil midir?

>>Programcılık mantık işidir. Biz programcılar mantığın kölesiyiz.

Yukarıda verdiğim aynı işi yapan if-else ve switc-case örneğinde mantıklı olan hangisi? Hangisini seçerseniz seçin, seçmediğiniz ile de o işi yapabiliyoruz. Demek ki o kadar da köle değiliz =)


Viewing all articles
Browse latest Browse all 3

Latest Images